Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ve ASELSAN işbirliğiyle açık kalp ameliyatlarında kullanılmak üzere geliştirilen yerli kalp akciğer makinesinin Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde gerçekleştirilen ilk kan testleri başarıyla sonuçlandı.
Habertürk gazetesine açıklamalarda bulunan TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, kalp akciğer makinesinin geliştirilme sürecinde ASELSAN’ın TÜSEB ile iletişime geçtiği ve bu kapsamda Bilkent Şehir Hastanesinin aktif rol üstlendiğini belirtti.
Bu süreçte Bilkent Şehir Hastanesinin ASELSAN ekipleriyle bir araya geldiğini aktaran Kervan, "İlk laboratuvar testlerinin bir kısmı, kan testleri Ankara Bilkent Şehir Hastanesindeki kalp damar cerrahisinin içindeki laboratuvarda yapıldı. Hayvanlardan alınan kan testleri bizim buradaki laboratuvarımızda gerçekleştirildi. ASELSAN mühendisleri yaklaşık iki hafta boyunca hastanemizde kamp kurdular. Bizim ekiplerimizle birlikte onlarla bu testleri gerçekleştirdik" diye konuştu.
"Hayvan Testlerine Geçildi"
Testlerin
başarıyla sonuçlanmasının ardından bir sonraki aşama olan hayvan testlerine
geçildiğini ifade eden Kervan, "O testler de güzel sonuçlandı. Şimdi bir
sondaki aşamada umuyoruz ki klinik çalışmaları olacak" dedi.
Prof. Dr.
Kervan, klinik çalışmalar tarafında ise Bilkent Şehir Hastanesinde üzerlerine
düşen her türlü görevi yapmaya hazır olduklarını vurgulayarak, "Umarız
ülkemiz için stratejik bir ürünü toplumumuza kazandıracağız. Kalp akciğer
makinesi olmadan açık kalp cerrahisi ameliyatları yapılamıyor. Bu cihazın,
yüzde 90 üzerinde yerlilikle tüm aşamaları Türk mühendisleri tarafından
yapıldı. Önümüzdeki yılda da hastanelerimizde kullanabileceğiz. Amacımız
sonbaharda klinik çalışmaları başlatmak. 2026 yılının ilk başında da klinik
çalışmalarını bitirmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"Standartları Yüksek Bir Cihaz, Uluslararası Arenada da Yerini Bulacaktır"
Türkiyenin
kardiyovasküler hizmetleriyle dünyanın lider ülkelerinden biri olduğuna dikkati
çeken Kervan, Almanya’da yaklaşık 84, Türkiye’de ise 300 civarında kalp merkezi
bulunduğunu söyledi.
Kervan,
Türkiye’de yılda yaklaşık 85 bin açık kalp ameliyatının yapıldığını ve bu
ameliyatların yaklaşık 50 bininin koroner bypass yöntemiyle
gerçekleştirildiğini anlattı.
Daha önce
Ankara, İstanbul, İzmir’deki büyük merkezlerde yapılan işlemlerin bugün Türkiye’nin
neredeyse her ilinde başarıyla gerçekleştirildiğine işaret eden Kervan, bu
konuda çok iyi bir koordinasyon sistemine sahip olunduğunu belirtti.
TÜSEB Başkanı Kervan, Türkiye’nin yerli kalp akciğer makinesine sahip olmasının önemine ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu: "Dünyada kalp akciğer makinesinin pazarına sahip 3 firma var. Son yıllarda iki firma piyasaya sahip olmuş durumda. Ama Türkiye tarafından açık kalp ameliyatları için geliştirilen kalp akciğer makinesi, standartları yüksek bir cihaz olduğu için uluslararası arenada da yerini bulacaktır. Bilkent Şehir Hastanesi bizim lokomotif hastanelerimizden birisi. Sağlık Bakanlığı için de teknolojinin geliştirilmesinde teknoloji transfer ofisleri kuruldu. İlk teknoloji transfer ofisinin kurulduğu hastaneler, Bilkent ve Etlik Şehir Hastanesi ve 2 aylık bir süre içerisinde neredeyse 80den fazla başvuru oldu."
"Klinik Çalışmaları Tamamlıyoruz"
TÜSEB’in
diğer çalışmaları hakkında da bilgi veren Kervan, şunları söyledi: "Glikoz
izleme cihazını bitirdik şimdi klinik çalışmalarını tamamlıyoruz. Sonbaharda
artık bunu da toplumumuzda kullanabileceğiz. Kritik önemli olan bir ürünü
geliştiriyoruz. Gelecekte ultrason cihazını TÜSEB tarafından tamamen Türkiye’de
geliştirilecek ürünler içerisinde olacak. Hemodiyaliz cihazı olacak. Bunlar da
gelecekte paylaşacağımız projelerimiz."
"Yerli Üretim Dışa Bağımlılığımızı Azaltır"
Ankara
Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Levent Öztürk ise, 4
bin 50 yatak ve 130 ameliyathane kapasitesine sahip Türkiye’nin ve Avrupa’nın
en büyük hastanesi Bilkent Şehir Hastanesinde dünyada yapılan birçok ameliyatın
gerçekleştirildiğini söyledi.
Prof. Dr.
Öztürk, çok önemli hastalıkların teşhis ve tedavisi yapılırken maliyetleri çok
yüksek tıbbi cihazların da kullanıldığını ifade ederek, "Bu cihazların
Türkiye’de üretilmesi gerekli, stratejik öneme sahip bir konu. Pandemi
döneminde ventilatör sıkıntısı oldu. Yerli ventilatör çalışmaları yapıldı,
sıkıntı yaşamadan o dönemi anlattık. Sağlık Bakanımız Kemal Memişoğlu’nun
öncülüğünde, TÜSEB Başkanlığıyla yerli cihazların üretimini artırmak için
Bakanlığımız büyük gayret sarf ediyor. Peki bu ne sağlar? Paramızın dışarı
gitmesini engeller, içeride araştırma geliştirme faaliyetlerinin artmasını
sağlar ve bizim dışa bağımlılığımızı azaltır" diye konuştu.
Öztürk, Bilkent Şehir Hastanesinin aynı zamanda bir araştırma merkezi olduğunu vurgulayarak, eğitim faaliyetlerine özellikle önem verdiklerini bu konuda üzerlerine düşen görevleri her yerine getirmeye hazır olduklarını belirtti.